IFA Paris’ten mezun oldu ve daha sonra Amerikan elektrikli otomobil üreticisi Tesla tarafından işe alındı, şu anda ise Brüksel merkezli bir dijital pazarlama ajansında satış müdürü olarak çalışıyor. Augutin Sagehomme ayrıca üretken ve yetenekli bir sanatçı.
Michel Temman: Bize kendini, kariyerini ve bugünkü hayatını tanıtabilir misin?
Augustin Sagehomme: Belçika kırsalında doğmuş ve büyümüş biri olarak doğa beni her zaman büyülemiştir. Yıl boyunca farklı mevsimlerde değişen renklerin miktarı ve ışığın kontrastı nefes kesici. Ancak yine de büyük şehirler bana hep çekici gelmiştir çünkü sosyal etkileşimler ve kültürlerin birleşimi olduğu kadar mimariyle de asıl büyünün olduğu yer şehirlerdir. Yeni şeyler ve yerler keşfetmeye bayılırım ve son yıllarda dünyada bir çok noktayı gezecek kadar şanslıydım; doğudan batıya asla uyumayan ve yaratıcılığın farklı şekillerde ifade edildiği şehirler gördüm. Bugün güzel avrupa başkenti Brüksel’e geri dönmüş bulunmktayım. Burada doğa ve kültürün dengesini seviyorum. İyi bir teknolojimiz var ve burada inanılmaz tasarımcılar yetişti, ayrıca dünyanın en iyi çikolataları ve biraları burada! Bir yemek meraklısı için bu çok önemli. Teknolojiye tutkuyla bağlıyım, çocukluktan beri teknolojiyle oynamaktayım ve şimdi de bir dijital pazarlama ajansında satış müdürlüğü yapıyorum. Buna ek olarak, günlük vaktimin çoğunu alan şey sanatsal ve tasarım kariyerim ve hergün kendimi geliştirmekten büyük mutluluk duyuyorum. Sürekli aklıma yeni fikirler geliyor ve ben ya bunları filtreleyeceğim ya da hemen hayata geçireceğim.
M.T.: İlk olarak Amerikan öncü firma Tesla’da Pazarlama Koordinatörü ve Ürün Uzmanı olarak işe başladın. Ana sorumlulukların neydi?
Augustin Sagehomme: Bu konu sonsuza kadar gidebilir çünkü Tesla bir kaç yıldır bütün medyada karşımıza çıkıyor. Yeni bir devrimin kalbindeyiz ve bu sadece mobilite değil aynı zamanda tüketimimiz hakkında bir devrim. Tesla ise bu devrimin tam merkezinde ve orada çalışmak muhteşem bir deneyimdi. Simon Senek’in dediği gibi “insanlar ne yaptığını değil neden yaptığını satın alıyor”. Ve yaptığın şey aslında inandığın şeyi kanıtlar. Tasarım ve teknoloji tutkum çocukluğumdan gelir. Küçük bir çocukken, her erkek çocuk gibi, arabalara da bayılıyordum tabii. Bütün bu teknolojik konuları göz önüne alınca Tesla en lüks araba olarak öne çıkıyor. Bütün bunlar bir araya gelince benim için Tesla’da çalışmayı istemek çok normal bir durum haline geliyor.
“Üstelik, bir girişimci olarak, yeni bir Tesla ürüünü tanıtma görevi ve aynı zamanda Tesla’nın bir elçisi olmak çok havalıydı!”
Tesla’da çok farklı görevlerim vardı: Ürünlerimizin bir elçisi olmanın yanında gazetecilerle iletişime geçmekten otomobil fuarlarını organize etmeye kadar. Aynı zamanda olağanüstü bir müşteri deneyimi sağlamak da zorundaydım çünkü kalite ve servise de dokunuyordum. Dürüst olmak gerekirse Tesla’da anahtar kelime “savaşçı”ydı. Minimum kaynakla muhteşem şeyler yap! Bu da Dubai’deki Tesla tanıtımını çok küçük bir ekiple yaparken en mutlu olanlardan biri olduğum gerçeğini gösteriyor. Evet, doğru, petrolün ana gelir kaynağı olduğu ve dünyanın en çılgın arabalarının gezdiği ölün ortasında. Ama Birleşik Arap Emirlikleri geleceğin de ötesine bakıyor ve yakında teknolojik olarak dünyanın en ileri ülkelerinden biri olacaklar. İki ay boyunca neredeyse hiç uyumadık. AVM’lerde, otellerde ve havaalanlarında Tesla arabalarının tanıtımının yanısıra Burj Khallifa’nın önünde ve caddelerde test sürüşleri organize etmeliydim. Dubai tam bir bağlantı noktası, dünyanın döört bir yanından insanla tanıştım orada. Bazıları Tesla’yı ilk defa duymuşlardı. Bir kısmı da araçların tamamen elektrikle hareket ettiğine inanamamıştı ve sürekli motorun yerini soruyorlardı. Şimdi motor gürültüsü ve kirliliği olmayan akıllı trafiğin olduğu bir şehir hayal edin.
M.T.: IFA Paris’e 2013’te MBA Lüks Marka Yönetimi eğitimi almak için katıldın. Neler kattı bu eğitim sana?
Augustin Sagehomme: Bu şimdiye kadar yaşadığım en heyecan verici deneyimlerden biriydi. İnsani açıdan, dünyanın her tarafından, seninle aynı tutkuyu paylaşan insanlar ve daha niceleriyle tanışmak, onlarla beraber çalışmak ve fikir paylaşımları muhteşemdi. Ayrıca şehirden şehre seyahat ve farklı şehirlerin özeliklerini tanımak, adapte olmak ve ağını geliştirmek de çok güzeldi. IFA Paris bir fırsatlar dünyası sunuyor. Sektör profesyonellerinin derslerine girmek, küçük gruplarda çalışmak, farklı dinleyiciler önünde sunumlar yapmak çok tatmin ediciydi. Üstelik, sergi ve defilelere katılmak, sektör ziyaretleri ve konuk konuşmacılar çok faydalıydı. IFA Paris size kesinlike geniş bir perspektif, unutulmazanlar ve zengin kazanımlar sunuyor ancak bu aynı zamanda sıkı bir çalışma gerektiriyor.
M.T.: Geçmiş tecrübelerini düşününce, senin hakkındaki herşey tasarım ve yaratıcılıkla ilgili. Aynı zamanda dinamik bir çağdaş sanatçı, ressam, çizer ve tasarımcısın. Estetik ve artistik vizyonunun temelleri nedir? Bağımsız bir sanatçı ve tasarımcı olarak başarmak istediğin şeyler var mı?
Augustin Sagehomme: Tutku olmadan büyük bir şeylerin başarılamayacağına inanıyorum. Tutku aslında benim hayatımın anahtar sözcüğü. Bence yaratıcılık hepimizin içinde mevcut. Sadece her birimiz onu aynı şekilde kullanmıyor. Bir çok farklı şekilde yaratmayı seviyorum ama esas olarak kendimi bir sanatçı olarak görüyorum çünkü yapmak istediğim şeyi yapmakta özgürüm ve bunu kanvas, resim ve heykel yaparak ifade ediyorum. Sanatta sınır yoktur. Çince konuşmayabilirim – bir kaç kelime hariç- ama Çin’de sergi yaptığımda Çinliler benim sanatımı anladılar ve çok sevdiler. Benim çalışmalarımda harmoni bulmak önemlidir. Yani genel olarak benim sanatım harmoni, şekiller ve renklerin arasındaki zeki bir dengedir.
İyi bir gözlem ve yüksek hassasiyet duygusuna sahip olduğumu düşünüyorum, yeteneğim beni çevreleyen her şeyin özlerinden besleniyor. Özel şişeler gibi bazı ürünleri özelleştirmek için farklı markalarla işbirliği yaptım veya Louis Vuitton monogramlarıyla ünlü bir DJ’in portresini gerçekleştirdim. Pek çok projem var ve sanat ve moda arasındaki bağlantıyı seviyorum. IFA Paris’tki bitirme projemi bunun üzerine yaptım.
Bu yüzden hedeflerimden biri, gelecekte lüks ve yaşam tarzı markalarıyla daha fazla işbirliği yapmaktır. Ayrıca lobileri ve iç mekanları dekore etmek için otellerle irtibat halinde kaldım. Genel olarak tasarımdan hoşlandığım gibi, küresel projeler üzerinde de çalışmayı dört gözle bekliyorum. 2018 ilkbaharında, Belçika’nın en etkileyici şehri Knokke-Heist’teki sanat sahnesinde sergileyeceğim.Çocukken her yıl orada olduğum için bunu dört gözle bekliyorum.
M.T.: Senin yolunu takip edecek IFA Paris öğrencilerine tavsiyen ne olurdu?
Augustin Sagehomme: Öncelikle insanlarla konuşun! Basit bir “merhaba”nın milyonlarca şeyin önünü açacağına inanıyorum. Herkesten öğrenecek bir şeyler var. İkincisi, çok geç olmadan sevdiğin şeyi yap ve bunu yapmak için sebat et. Harika olacaksın. Üçüncüsü, sizi daha yüksek bir seviyeye çıkaracak ve istediğiniz şeyi elde etmenize yardımcı olacak kişilerle çevirinin. Hayat her gün sevmemek ve gülmemek için çok kısa, öyle düşünmüyor musunuz? Deneyin!
Augutin’in katıldığı program hakkında daha fazla bilgi almak için: MBA Moda Yönetimi – Lüks Marka Yönetimi
Web’de Augustin Sagehomme:
https://www.augustinartist.com
https://www.facebook.com/augustinartist
https://www.instagram.com/augustinartist
