Türkiye’de yetişen ve global ün yapan, özgün tarzını başarılı bir şekilde uluslararası moda dünyasında sergileyen Meltem Özbek, MBFWI ardından IFA Paris İstanbul’un konuğu oldu. Tasarıma ve yaratım sürecine ilham olan şehir İstanbul’da yaşamanın güzelliklerini, marka kuruluşundaki serüveninden bahsetti. Yeni sezon trendlerinden bahsetmeyi de unutmadı.
Meltem Özbek, Mell, Tarzını bize 3 kelime ile özetler misin?
Yalın, özgür, özgün
MBFWI ilk dijital moda haftası için koleksiyonunu, defile çekim ve hazırlıkları nasıldı? Koleksiyonu oluştururken neler sana ilham verdi? Kimlerle çalıştın?
Süreci ilk defa deneyimlediğimiz MBFWI dijital moda haftası benim için keyifli geçti. Tabi ilk deneyim olduğu için süreci daha başarılı yönetmek adınada bir dahaki seferlere yeni fikirler katarak ilerlemek adına tecrübe oldu. Lunaparkların göz alıcı parlak ışıklarından etkilenerek oluşturulmuş bir koleksiyon. Hepimizin iyi hissetmeye ihtiyacı olduğu bu dönemde renklerin, ruha iyi geldiğini düşünüyorum. Ayrıca Sezen Aksu’nun Lunapark adlı şarkısıda bu koleksiyonu yaratırken bana ilham olmuştur. Koleksiyonda aksesuarlarThe Ocean Jewels. Ayakkabılar Derimod’dur. Styling’te Deniz Marşan ile çalıştım.
Koleksiyonda ‘zamansız-mevsimsiz’ bir konsept vardı, kumaş seçimlerin renkler nelerdi? Yıllardır koleksiyonlarının yanı sıra, Moda Haftalarında da başarılı ve özgün show’lar hazırladın , diğer defilelerinden farklı olarak nasıl bir değişim yaşandı bu sezon tasarımlarında?
Farklı ve bizim için yepyeni bir dönem yaşıyoruz,bu dönemde moda ve tüketim algısı kendi içinde eviriliyor. Artık biraz daha yavaşlamamız gerektiğine vurgu yapan dünya moda sektörüde bize bunu gösteriyor. Tasarım algısının her zaman ön planda olduğu ama daha uzun vadeli gardıropta yer alan ürünlere yönelmeyi öğreten bir dönemdeyiz.Bu koleksiyon da bu sürece adapte edilmeye çalışılan bir koleksiyondur. Morun, su mavisinin hakim olduğu koleksiyonda kırmızıya, pembeye, yeşilede yer verilmiştir.
Aksesuarlar, taş işlemeli detaylar ve renkler dikkat çekiciydi. Işıltı detaylarda gizlenmişti… Bize biraz anlatır mısın detayları ve tasarımsal bakış açını? Pandemi süreci sence moda adına neleri değiştirecek, yeni normaller yeni moda akımları oluşturacak mı?
Markamın tasarıma bakış açısı her zaman yalın, özgür olmak ve detaylarla şık bir tarz oluşturmakoldu. Tasarımın gücü yükselirken,sadeliğiniçinde oluşturulanşıklık her zaman beni motive etmiştir.Tasarım benim için, bazen bir kumaşın dokusu ya da piliseşeklîndeki detay olurken bazen de sade bir kumaş asimetrik dekolte ile şıklık yaratmaktır.
Her koleksiyonumdaolduğu gibi bu koleksiyonda da aynı hisleilerlendi.
Bu dönem bize sadeleşmeyiyavaşlamayı daha fazla doğaya ve kendimize dönmemizi öğreten bir süreç.Daha bilinçli bir tüketim dönemi olacak bence. Yeni normalde değişen moda algısının sadeleşmenin hissedildiği, tasarım odaklı, şık ve özgün bir yaklaşım olacağınıdüşünüyorum.
Dünya’da değişen ve dijitalleşen Moda Haftaları hakkında ne düşünüyorsun, etkisi ve ihtişamı azalıyor mu bu süreçle birlikte? Satışlara nasıl bir etkisi olur dijitalleşen moda haftalarının?
Aslında dijitalleşen süreç, hızlı geri dönüş sağlayacak ve daha fazla insana kolaylıkla ulaşmayı sağlayacak bir süreç. Eski moda haftalarındaki, karşılıklı etkileşim kurmanın verdiği keyif bambaşka. Ama satışlara etkisi olacağını düşünmüyorum. Sadece bu süreçte haute couture bir çıkmaza girebilir. Hazır giyime yönelim artış gösterecektir.
IFA PARIS Uluslararası Moda Akademisi öğrencilerine sektör ve kendi tecrübelerine dayanarak neler önerirsin?
Tasarımı sevmek lazım, başarılı olmak için, kalbi dinlemek lazım yaratıcı olmak için ve çok çalışmak lazım marka olabilmek için.